CMK 100. Maddesi Uyarınca Tutuklama Tedbiri, Tutuklama Nedenleri ve Tutuklama Kararına İtiraz
- avemininci
- 22 Oca
- 4 dakikada okunur
CMK 100. Maddesi Uyarınca Tutuklama Tedbiri ve Tutuklama Nedenleri
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun (CMK) 100. maddesi, tutuklama tedbirinin uygulanmasına ilişkin esasları düzenlemektedir. Tutuklama, bireyin özgürlüğüne geçici bir suretle el konulmasını ifade eden bir koruma tedbiridir ve ancak belirli şartların varlığı durumunda uygulanabilir.

Tutuklama Tedbirinin Amacı
Tutuklama tedbirinin temel amacı, ceza yargılamasının etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamaktır. Şüpheli ya da sanığın kaçmasını, delillerin karartılmasını önlemek ve toplum güvenliğini korumak gibi yargılamayı sekteye uğratacak durumların önünü almak için uygulanmaktadır.
Tutuklama Nedenleri
CMK 100. maddesi, tutuklama nedenlerini şu şartlarla sınırlandırmıştır:
1. Kuvvetli Suç Şüpheleri
Tutuklama kararlı bir tedbir olduğundan, şüpheli veya sanının suçu işlediğine dair kuvvetli bir şüphe bulunması gereklidir. Bu şüphe, somut delillere dayanmalı ve soyut iddialara dayandırılmamalıdır.
2. Tutuklama Nedenleri
Tutuklama tedbirine başvurulabilmesi için şu nedenlerden birinin varlığı aranır:
Kaçma Şüpheleri: Şüpheli veya sanının, verilecek cezanın ağırlığı ya da yargılamanın niteliği nedeniyle kaçma ihtimali bulunuyorsa tutuklama uygulanabilir.
Delilleri karartma tehlikesi: Şüpheli veya sanının delilleri yok etme, gizleme ya da değiştirme ihtimali mevcutsa tutuklama nedenlerinden biri oluşur.
Tanıkları etkileme riski: Tanıkların veya başka bireylerin beyanlarını değiştirme veya üzerlerinde baskı kurma ihtimali bulunuyorsa tutuklama uygulanabilir.
3. Katalog Suçlar
CMK 100/3 maddesi, belirli suçların varlığı halinde tutuklama nedenlerinin bulunduğunun kabul edileceğini düzenler. Bu suçlar;
Soykırım ve insanlığa karşı suçlar,
Göçmen kaçakçılığı ve insan ticareti,
Kasten öldürme,
Kasten yaralama ve neticesi sebebiyle ağırlaşmış kasten yaralama
İşkence
Cinsel saldırı
Çocukların cinsel istismarı
Hırsızlık ve yağma
Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti
Suç işlemek amacıyla örgüt kurma
Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar
Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar
10.7.1953 tarihli ve 6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunda tanımlanan silah kaçakçılığı suçları.
18.6.1999 tarihli ve 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22 nci maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkralarında tanımlanan zimmet suçu.
10.7.2003 tarihli ve 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda tanımlanan ve hapis cezasını gerektiren suçlar.
21.7.1983 tarihli ve 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanununun 68 ve 74 üncü maddelerinde tanımlanan suçlar.
31.8.1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanununun 110 uncu maddesinin dört ve beşinci fıkralarında tanımlanan kasten orman yakma suçları.
6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33 üncü maddesinde sayılan suçlar.
12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 7 nci maddesinin üçüncü fıkrasında belirtilen suçlar.
Kadına karşı işlenen kasten yaralama suçu.
Sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumlarında yönetici, öğretmen, usta öğretici, yabancı uyruklu öğrencilerin eğitimine yönelik Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yürütülen projelerde öğretici/öğretmen veya rehber danışman; özel öğretim kurumlarında yönetici, öğretmen, uzman öğretici ve usta öğretici olarak görev yapanlar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî eğitim kurumları ve özel öğretim kurumlarında ders ücreti karşılığı ders okutanlara ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan öğretmenlere karşı görevleri sırasında veya görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama suçu.
Tutuklama Tedbirinde Orantılılık ve Alternatif Tedbirler
CMK 100. maddesi gereğince, tutuklama ancak son çare olarak düşünülmelidir. Orantılılık ilkesi uyarınca, tutuklamadan daha hafif bir koruma tedbirinin yeterli olacağı durumlarda tutuklama uygulanamaz. Adli kontrol, yurtdışı çıkış yasağı gibi alternatif tedbirler öncelikli olarak değerlendirilir.
Tutuklama Kararı
Soruşturma evresinde şüphelinin tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından, kovuşturma evresinde sanığın tutuklanmasına Cumhuriyet savcısının istemi üzerine veya re'sen mahkemece karar verilir. Bu istemlerde mutlaka gerekçe gösterilir ve adlî kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını belirten hukukî ve fiilî nedenlere yer verilir.
Tutuklamaya, tutuklamanın devamına veya bu husustaki bir tahliye isteminin reddine ilişkin kararlarda;
Kuvvetli suç şüphesini,
Tutuklama nedenlerinin varlığını,
Tutuklama tedbirinin ölçülü olduğunu,
Adli kontrol uygulamasının yetersiz kalacağını, gösteren deliller somut olgularla gerekçelendirilerek açıkça gösterilir. Kararın içeriği şüpheli veya sanığa sözlü olarak bildirilir, ayrıca bir örneği yazılmak suretiyle kendilerine verilir ve bu husus kararda belirtilir.
Tutukluluğun Gözden Geçirilmesi
Soruşturma evresinde şüphelinin tutukevinde bulunduğu süre içinde ve en geç otuzar günlük süreler itibarıyla tutukluluk hâlinin devamının gerekip gerekmeyeceği hususunda, Cumhuriyet savcısının istemi üzerine sulh ceza hâkimi tarafından 100 üncü madde hükümleri göz önünde bulundurularak, şüpheli veya müdafii dinlenilmek suretiyle karar verilir.
Tutuklama Kararına İtiraz
Tutuklama kararına itiraz CMK'nın ilgili maddesi hükümlerince şu şekilde yapılabilir;
Soruşturma ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında şüpheli veya sanık salıverilmesini isteyebilir.
Şüpheli veya sanığın tutukluluk hâlinin devamına veya salıverilmesine hâkim veya mahkemece karar verilir. Bu kararlara itiraz edilebilir.
Dosya bölge adliye mahkemesine veya Yargıtaya geldiğinde salıverilme istemi hakkındaki karar, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra verilir; bu karar re'sen de verilebilir.
Tutuklama Kararına Kimler İtiraz Edebilir?
Şüpheli veya sanığın kendisi,
Müdafii,
Yasal temsilcisi,
Eşi.
Tutukluluk Kararına İtiraz Süresi Ne Kadardır?
Hâkim veya mahkemenin tutuklama kararına itiraz, kanunun ayrıca hüküm koymadığı hâllerde 35 inci maddeye göre ilgililerin kararı öğrendiği günden itibaren iki hafta içinde kararı veren mercie verilecek bir dilekçe veya tutanağa geçirilmek koşulu ile zabıt kâtibine beyanda bulunmak suretiyle yapılır. Tutanakla tespit edilen beyanı ve imzayı mahkeme başkanı veya hâkim onaylar.
Tutuklama Kararına İtiraz Hakkında Karar Verecek Mahkeme Hangisidir?
Sulh ceza hâkimliğinin tutuklama ve adli kontrole ilişkin verdiği kararlara karşı yapılan itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi hâkimine aittir. İtirazı incelemeye yetkili mercilerin farklı olduğu hâllerde, itirazların gecikmeksizin incelenmesi amacıyla, kararına itiraz edilen sulh ceza hâkimliği tarafından gerekli tedbirler alınır. Sulh ceza hâkimliği işleri, asliye ceza hâkimi tarafından görülüyorsa itirazı inceleme yetkisi ağır ceza mahkemesi başkanına aittir.
Asliye ceza mahkemesi hâkimi tarafından verilen kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
SONUÇ
CMK 100. maddesi uyarınca tutuklama, bireyin temel hak ve özgürlüklerini sınırlayan bir tedbir olduğundan, ancak kanunda belirtilen şartların varlığı durumunda ve orantılılık ilkesine uygun olarak uygulanabilir. Bu tedbirin amacı, ceza muhakemesinin etkin bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve kamu düzenini korumaktır. Soruşturma ve kovuşturma sürecinde tutukluluğa itiraz ve sürecin takibi ile ilgili olarak uzman bir ceza avukatı ile görüşmek sanığın yahut şüphelinin hak kaybına uğramasının önüne geçecektir.
Comments