top of page
Ara

Ankara Boşanma Avukatı

  • Yazarın fotoğrafı: avemininci
    avemininci
  • 6 Oca
  • 8 dakikada okunur

Boşanma Avukatı Ankara: Haklarınızı Koruyun

Boşanma, bireylerin hayatında yaşayabilecekleri en karmaşık ve duygusal süreçlerden biridir. Ankara gibi büyük bir şehirde, profesyonel bir boşanma avukatının rehberliği, bu sürecin daha az stresli ve daha yapılandırılmış şekilde ilerlemesine yardımcı olabilir. Bu yazıda, boşanma süreci, boşanma sebepleri, hukuki prosedürler ve şanlırınızı korumak için bir boşanma avukatının neden önemli olduğunu ele alacağız.


EVLİLİK NEDİR?


  • Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.

  • Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler.

  • Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

  • Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.

  • Birliği eşler beraberce yönetirler.

  • Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.

  • Eşlerden her biri, meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda değildir. Ancak, meslek ve iş seçiminde ve bunların yürütülmesinde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde tutulur.


AİLE KONUTU NEDİR?


Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.
Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hâkimin müdahalesini isteyebilir.
Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir.
Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur.


ankara boşanma avukatı

Boşanma Sebepleri ve Hukuki Dayanaklar

Boşanma davaları, Şiddetli Geçimsizlik (TMK m. 166), Terk (TMK m. 164), Zina (TMK m. 161), Hayata Kast, Pek Kötü Muamele veya Suçluluk (TMK m. 162), Akıl Hastalığı (TMK m. 165) gibi sebeplerle açılabilir. Her bir sebep, hukuki prosedürlerin farklı bir yol izlemesini gerektirir.


1. Şiddetli Geçimsizlik (TMK m. 166)

Şiddetli geçimsizlik, evlilik birliğinin temelinden sarsılması anlamına gelir ve en yaygın boşanma sebeplerinden biridir. Şu durumlar bu kapsama girer:

  • Sürekli tartışmalar

  • Karşılıklı saygının kaybolması

  • Fiziksel ya da duygusal şiddet

Mahkeme, bu sebebe dayanarak boşanmaya karar verirken evlilik birliğinin devamının taraflar açısından çekilmez hale gelip gelmediğini inceleyecektir.


Madde 166 - Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi hâlinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu hâlde boşanma kararı verilebilmesi için, hâkimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın malî sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Hâkim, tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde tutarak bu anlaşmada gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir. Bu değişikliklerin taraflarca da kabulü hâlinde boşanmaya hükmolunur. Bu hâlde tarafların ikrarlarının hâkimi bağlamayacağı hükmü uygulanmaz. Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak bir yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir.


Yargıtay fiziksel şiddeti doğrudan şiddetli geçimsizlik olarak kabul etmektedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2012/20768 E., 2013/6745 K. sayılı ve 13.03.2013 tarihli ilamında "-Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden davalı-davacı kocanın davacı-davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı-davalı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davacı-davalının boşanma davasının kabulüne (TMK.md. 166/1) karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır." hükmü ile fiziksel şiddetin geçimsizlik hali olduğunun sabit olduğuna kanaat getirmiştir.


2. Terk (TMK m. 164)

Terk, eşlerden birinin ortak konutu haklı bir sebep olmaksızın terk etmesi ya da haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmemesi durumunda ortaya çıkar. Terk nedeniyle boşanma davası açabilmek için:

  • Terk eden eşe noter kanılı ihtar gönderilmesi,

  • Terk süresinin en az 6 ay olması gerekir.


Madde 164 - Eşlerden biri, evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık, en az altı ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise; terk edilen eş, boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır. Davaya hakkı olan eşin istemi üzerine hâkim veya noter, esası incelemeden yapacağı ihtarda terk eden eşe iki ay içinde ortak konuta dönmesi gerektiği ve dönmemesi hâlinde doğacak sonuçlar hakkında uyarıda bulunur. Bu ihtar gerektiğinde ilân yoluyla yapılır. Ancak, boşanma davası açmak için belirli sürenin dördüncü ayı bitmedikçe ihtar isteminde bulunulamaz ve ihtardan sonra iki ay geçmedikçe dava açılamaz.

3. Zina (TMK m. 161)

Zina, evlilik birliği içerisinde sadakat yükümlülüğünün ihlali anlamına gelir. Bu sebebe dayanarak boşanma davası açabilmek için:

  • Zinanın kesin olarak ispat edilmesi gerekir.

  • Zina sebebiyle dava açma hakkı, eşin bu durumu öğrendiği tarihten itibaren 6 ay ve her halükarda 5 yıl içinde düşer.

  • Zinayı affeden kişi söz konusu sebepten dava açamaz.


Zina TMK'nın 161. maddesinde "Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." şeklinde düzenlenmiştir.

4. Hayata Kast, Pek Kötü Muamele veya Suçluluk (TMK m. 162)

Eşlerden birinin diğerinin hayatına kast etmesi, ağır şekilde kötü davranması veya suç işleyerek aile üzerindeki etkilerini olumsuz hale getirmesi durumunda bu sebebe dayanarak boşanma davası açılabilir.


"Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her hâlde bu sebebin doğumunun üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur." TMK 162. madde

5. Akıl Hastalığı (TMK m. 165)

Eşlerden birinin tedavi edilemeyen bir akıl hastalığına yakalanması ve bu durumun evlilik birliğinin devamını imkansız hale getirmesi durumunda boşanma davası açılabilir. Ancak bu durumun resmi bir sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi gerekir.


Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hâle gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmî sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.


6. Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m. 163)


Madde 163- Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

Boşanma Davasında Hukuki Prosedürler

Boşanma davaları, çekilmeli veya anlaşmalı olmak üzere iki türde görülebilir. Hangi türde olursa olsun, Ankara’da bir boşanma avukatının hukuki bilgi ve tecrübesi bu sürecin en iyi şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.


ankara boşanma davası avukatı

Anlaşmalı Boşanma

Anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, nafaka, velayet, mal paylaşımı gibi konularda anlaşma sağlar ve mahkemeye ortak bir protokol sunarlar. Bu davalar genellikle daha hızlı sonuçlanır. Ancak protokolün eksiksiz ve hukuka uygun bir şekilde hazırlanması önemlidir.


Çekilmeli Boşanma

Tarafların boşanma şartları konusunda anlaşma sağlayamadığı durumlarda çekilmeli boşanma davaları görülür. Bu davalarda:

  • Delillerin toplanması

  • Tanıkların dinlenmesi

  • Mahkemenin tarafların beyanlarını değerlendirmesi gerekir.

Bu tür davalar daha uzun sürebilir ve uzman bir avukat desteği şarttır.


Boşanma Davasında Sık Karşılaşılan Hukuki Konular


Velayet

Boşanma davalarında çocukların velayeti önemli bir hukuki konudur. Mahkeme, çocuğun yararını gözeterek karar verir. İyi bir boşanma avukatı, velayet konusunda müvekkilinin haklarını korumak için etkin bir strateji izler.


Nafaka

Nafaka, boşanma sonrasında eşin ekonomik durumu dikkate alınarak talep edilebilir. Yoksulluk nafakası ve çocuk nafakası olmak üzere iki tür nafaka vardır.


Mal Paylaşımı

2002 yılından sonra edinilen mallar, şirket hisseleri ve tazminat gibi konular, boşanma davasının en karmaşık kısımlarından biridir. Şu anki mal rejimi “edinilmiş mallara katılma rejimi”dir (TMK m. 218-241). Avukat desteği, tarafların haklarının korunması için önemlidir.


Boşanma Davasında Yetkili Ve Görevli Mahkeme


Boşanma davasında görevli mahkeme Aile Mahkemesi'dir. İlgili yerde Aile Mahkemesi bulunmaması halinde Asliye Hukuk Mahkemesi, Aile mahkemesi sıfatı ile boşanma davasına bakacaktır. Yetkili mahkeme ise eşlerin son 6 ay beraber yaşadığı yer mahkemesi veya eşlerden birinin yerleşim yeri mahkemesindir.


Madde 168 - Boşanma veya ayrılık davalarında yetkili mahkeme, eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

Boşanma Davasında Ayrılık Kararı Verilebilir Mi?


Açılan dava sadece boşanma olsa da, hakim resen araştırma ilkesi kapsamında, tarafların ortak hayatı yeniden kurma olasılığını görür ve takdir ederse ayrılık kararı verebilir. 

Gerçekten de, aile söz konusu olduğunda, aile kurmanın zor süreçlerle beraber gerçekleştiğini göz önünde bulunduran kanun koyucu, eşlerin barışması yönünde bir ihtimalin bulunması takdirinde hakime ayrılık kararına hükmetme yetkisi vermektedir. Özellikle boşanma ve ayrılık davalarında hakimlere geniş bir takdir yetkisi tanınmıştır. Ayrılık süresini değerlendirmekte de kanunun onlara verdiği sınırlar çerçevesinde serbest bir karara sahiptirler. Ayrılık kararı bir yıldan üç yıla kadar bir süre için verile bilinir. Ayrılık kararının kesinleşmesi ile bu süre işlemeye başlar.  


Ayrılık davası ile eşler bir süre aynı konutu kullanmayarak ayrı yaşayacaklar ve taraflar kendi iç dünyalarında daha sağlıklı kararlar alabileceklerdir. Ancak belirtmek gerekir ki ayrılık davasında boşanma talep edilememektedir. Hakimin ayrılık kararına hükmedebilmesi için öncelik olarak boşanma sebepleri gerçekleşmeli ve bu sebeplerin varlığının çeşitli delillerle kanıtlanması gerekmektedir. Şayet boşanmaya sebep olan durumların ispatlanmaması halinde hakim, ayrılık davasını reddedecektir.


Türk Medeni Kanununun 170.maddesinin bir getirisi olarak, hakimin ayrılığa karar verebilmesi için, koşulların gerçekleşmesiyle birlikte bir ayrılık davasının varlığı ya da boşanma davasının açılması halinde eşlerin yeniden bir araya gelme ihtimallerinin öngörülmesi gerekmektedir.


Ayrılık Kararı Verilmesi Sonrasında Tekrar Boşanma Davası Açılabilir Mi?


Hakimin takdir ettiği süre bitince ayrılık durumu kendiliğinden sona erer. Ortak hayat yeniden kurulmamışsa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Boşanmanın sonuçları düzenlenirken ilk davada ispatlanmış olan olaylar ve ayrılık süresinde ortaya çıkan durumlar göz önünde tutulur.

Boşanma Davasında Tazminat Ve Nafaka


  1. MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT


Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddî tazminat isteyebilir.
Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

  1. YOKSULLUK NAFAKASI


Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir.
Nafaka yükümlüsünün kusuru aranmaz.

ankara boşanma davası avukatı

NAFAKA VE TAZMİNATIN ÖDENME ŞEKLİ



Maddî tazminat ve yoksulluk nafakasının toptan veya durumun gereklerine göre irat biçiminde ödenmesine karar verilebilir.
Manevî tazminatın irat biçiminde ödenmesine karar verilemez.
İrat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılır.
Tarafların malî durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hâllerde iradın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir.
Hâkim, istem hâlinde, irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddî tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.

Boşanan Eşler Birbirinin Mirasçısı Mıdır?


Boşanan eşler, bu sıfatla birbirlerinin yasal mirasçısı olamazlar ve boşanmadan önce yapılmış olan ölüme bağlı tasarruflarla kendilerine sağlanan hakları, aksi tasarruftan anlaşılmadıkça, kaybederler.
Boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birisinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması hâlinde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

VESAYET VE HAKİMİN TAKDİR YETKİSİ


Mahkeme boşanma veya ayrılığa karar verirken, olanak bulundukça ana ve babayı dinledikten ve çocuk vesayet altında ise vasinin ve vesayet makamının düşüncesini aldıktan sonra, ana ve babanın haklarını ve çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenler.
Mahkeme, kararında kişisel ilişki düzenlemesinin gereklerinin yerine getirilmemesi hâlinde, çocuğun menfaatine aykırı olmamak kaydıyla velayetin değiştirilebileceğini ihtar eder.
Velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlâk bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır.
Hâkim, istem hâlinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen bu giderlerin gelecek yıllarda tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir.
Ana veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi gibi yeni olguların zorunlu kılması hâlinde hâkim, re'sen veya ana ve babadan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alır.

BOŞANMADA YARGILAMA USULÜ


  • Hâkim, boşanma veya ayrılık davasının dayandığı olguların varlığına vicdanen kanaat getirmedikçe, bunları ispatlanmış sayamaz.

  • Hâkim, bu olgular hakkında gerek re'sen, gerek istem üzerine taraflara yemin öneremez. 3. Tarafların bu konudaki her türlü ikrarları hâkimi bağlamaz.

  • Hâkim, kanıtları serbestçe takdir eder.

  • Boşanma veya ayrılığın fer'î sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hâkim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz.

  • Hâkim, taraflardan birinin istemi üzerine duruşmanın gizli yapılmasına karar verebilir.


Ankara’da Neden Bir Boşanma Avukatı ile Çalışmalısınız?

Ankara’da boşanma davaları karmaşık bir hukuki süreci kapsar ve uzman bir avukatın rehberliği bu karmaşıklıkları çözmekte büyük bir fark yaratabilir. İyi bir boşanma avukatı, şu alanlarda yardımcı olur:

  • Dava sürecinin hızlı ve etkili bir şekilde yürütülmesi

  • Velayet, nafaka ve mal paylaşımı gibi konularda mövzuata uygun çözümler sunulması

  • Tarafların psikolojik olarak desteklenmesi


Sonuç

Boşanma davaları, duygusal yükünün yanı sıra ciddi hukuki bilgiyi de gerektirir. Ankara gibi hızlı ve karmaşık bir hukuk sistemine sahip bir şehirde, profesyonel bir boşanma avukatıyla çalışmak, hem hukuki haklarınızı korumanıza hem de sürecin daha az yıpratıcı hale gelmesine yardımcı olacaktır. Bu nedenle, deneyimli bir avukattan destek almanız, şu an bulunduğunuz durumu daha hızlı ve etkili bir şekilde çözmenize yardımcı olacaktır.

 
 
 

Yorumlar


bottom of page